hCengiz7 | EqLenceye Dair ne waRsA Herşey Burada!!
hCenqiz7 - DersLer, EqLenceLer,Sohbet ve daha fazLası burda.!!
newmoon yeniay inceleme
New Moon (Yeni Ay) | İnceleme
Stephenie Meyer’ın ilk kitabını 2004′te yayınladığı ve beğenilmesi üzerine devamını getirdiği Twilight Saga serisinin ikinci kitabı New Moon (Yeni Ay), Twilight severlerin en çok üzüldüğü kitap diye nitelendirebileceğimiz bir roman. Şu sıralar tüm Twihards’ların merakla beklediği sinema filmi ile gündemde olan New Moon’un incelemesini yazmak aslında çok zor geliyor bana çünkü 4 kitaplık seride beni en çok etkileyen kitaptır New Moon…
Edward’ın yokluğundan çok Bella’nın yaşadığı yıkım etkiledi beni… Edward giderken hüzünlenmediğimi, o boş sayfaları gördüğümde bir dakika durup düşünmediğimi, her gelen yabancının Edward olabileceğini düşünüp heyecanlanmadığımı ya da Edward’ın yokluğunun yaşandığı 300 sayfadan sonra gelişinin beklendiği 15 sayfada kalbimin hızla çarpmadığını söylemiyorum elbette ama SM Bella’nın duygularını o kadar iyi yansıtmıştı ki, sayfaları çevirirken Edward’ın gelmeyeceğini bile bile Bellayla birlikte heyecanlandım.
Edward’ın yokluğu bir yana hiç bir Cullen ferdinin olmayışı kitabı daha da kasvetli bir havaya sokuyor. Alice’in neşeli sesinin, Emmet’in sulu şakalarının, Carlisle içe işleyen bakışılarının, Esme’nin tatlı ve sevecen gülümsemesinin hatta Rose’un iğneleyici sözlerinin yokluğu bile Cullenların pek görünmeseler de kitaplarda ne kadar etkili olduklarını gösteriyor.
Onların yerine gelen Black ailesi ve kurtadamları benimsediğimi söyleyemeyeceğim. Stephenie Meyer çok güzel karakterler eklenmiş ama onları okurken pek de etkilenmedim.
Bu kitabı okurken duyguları hissettim diyebilirim. Sinir, özlem, boşluk, hissizlik, heyecan, aşk, gerilim… Her sayfada yeni beklentiler, yeni duygular…
Bu duyguların aynı anda yaşanması ve kafa karışıklığı nedeniyle bazı insanlar karar değiştirip direk 3. kitabı (Elipse) almayı düşünüyorlar ama şunu da söylemeliyim lütfen sırayı bozmayın. Çünkü Edward’ın varlığının, bizim için (Bella için) ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz.
Kitabın içeriğine gelirsek;
Twilight’ta bize anlatılan ve ”keşke” dememize neden olan Edward-Bella aşkının kalben olmasa da sözde bittiğini okuyoruz.
Edward’ın hiç bir zaman yapmayacağını düşündüğümüz şeyi yapıyor olması herkesin hata yapabileceğini yüzümüze vuruyor. Edward’ın kardeşi Jasper’ın yaptığı bir hatayla biten Edward-Bella aşkı yerini; boş sayfalara, atmayan kalplere ve yaşı dinmeyen gözlere bırakıyor.
Stephenie Meyer’ın ve genellikle her yazarın ikinci kitapta yaptığı arka-planda-kalan-karakterleri-parlatma durumunu da yaşıyoruz aynı anda… Bella’nın yaşadığı yıkım karşısında bulduğu ilk güvenli yere sığınması bizi kızdırsa da, ilk başlar da ben doğru yaptığını düşünmüştüm. Bella’nın Romeo-Juliet-Paris üçlemesini kendi hayatına yansıtmasına kadar…
Çünkü Edward-Bella-Jacob üçlemesi kitapta bizi rahatsız eden noktaların başında geliyor.
Edward’ın gitmiş olması ve Bella-Jacob ikilisinin göz önüne çıkması bizi endişenlendiren bir nokta fakat Edward hayalken bile o kadar mükemmel ki Bella için Bella’nın Jacob’u sadece arkadaş olarak gördüğünü evin haşarı kızı Alice’in gelip Bella’yı İtalya’ya götürmesiyle anlıyoruz.
Bella’nın herşeye – tüm yaşadıklarına- rağmen Edward’ı kurtarmaya gitmesi(?) 3. kitap için umutlanmamızı da sağlıyor.
Şunu itiraf etmeliyim ki Stephenie Meyer’ın yarattığı her karakterde gizli ve etkileyici yönleri var. Bunu İtalya sahnesinde de görebiliyoruz. Karanlık Volturilerin herbirinin üzerindeki o ağır hava çok etkileyici…
Edward Bella aşkı Edward varken bile bu kadar tutkulu olmamıştı.
Serinin ikinci kitabı New Moon etkileyici kurgusu ve yaşattığı duygularla mükemmel…
Alıntıdır: vampirakimi