breakingdown safakvakti inceleme

Breaking Dawn ( Şafak Vakti) | İnceleme

Twilight Saga serisinin Midnight Sun sayılmazsa son ve 4. kitabı Breaking Dawn ( Şafak Vakti), bazı Twilight severlere göre Stephenie Meyer’ın daha fazla para kazanmak için baskı sonucu yazdığı, bazı Twilight severlere görede 5. yazmamayı seçtiği için de hayıflandığı bir kitap.

Türkiyede ki Twilight severlerin uzun süre beklediği Şafak Vakti ülkemizde Eclipse (Tutulma)’nın ardından çok geç olsa da Mayıs ayının 10′un da basıldı. Orijinal kapağa uygun olarak basılan kitap, ABD’de basılan kitabına göre biraz daha inceydi ve ilk baskı Alacakaranlık’tan sonra Twihards’ların çoğu kitabın kısaldığını, bazı yerlerin çıkarıldığını düşündüler.

Neyse ki orijinal haline tümüyle sadık kalınmış bir kitap Breaking Dawn… Hiç bir kısalma ya da bölüm çıkarma söz konusu değil.

Uzun süre bekleyen Twilight severler kitabın ingilizcesini e-book olarak bulduktan sonra çevirmeye bile başladılar. İlk önce spoiler olarak başlayan bu olay zamanla ve Epsilon Yayınevinin net bir tarih vermemesi sonucuyla, kitabı tümüyle çevirmeye bile vardı ama neyse ki kitap elimize söylentilerin aksine erken geçti. (Haziran sonu deniyordu)

Kitap ilk 3 kitaptan sonra benim için hayal kırıklığıydı aslında… Merakla bekleyenler arasında olsam da elime aldım ve okumaya başladıkça ne Twilight’ın ne de New Moon’un tadını alabildim kitaptan… Beklediğimin tam tersinde harika olmayan kitap bana süprizler de sunmadı değil.

Örneğin Jacob’ın gözünden anlatılan bölümler de sıkılmadım ve şaşırtılacak derece de eğlendim. Hatta New Moon’da sevmediğim Jacob’ı çok sevdim bile diyebilirim.

Bayılarak okuduğum Edward’ın ne kadar sönük kaldığını gördüm. Narin, hassas yapılı Bella’nın birden kurtarıcı kesilmesini okudum. Benim için tabular yıkıldı bu kitapta…

Tarafsız bir inceleme yazmak istediğim için konuya gelmek istiyorum

3 kitabın ardından tüm zorluklara ve uzun bir ayrılığa göğüs geren mükemmel aşıklar Edward ve Bella, Eclipse’de aldıkları evlilik kararını uyguluyorlar öncelikle… Bella’nın Edward’a doyduğu vazgeçilmez aşk yüzünden Jacob’a duyduğu derin arkadaşlık bağları kopma noktasına gelse de Bella çok mutlu bu kitapta…

Mükemmel bir eş, harika bir aşkla çevrelenmiş olan kızımız Edward’ın nazik davranışları ve sonsuz aşkıyla donatılmış. Edward’ın ona verdiği sonsuz aşk ve sevgi sözünü tutması için herşeyini feda etmeye hazır olan Bella, bunu acı çekerek ve korkarak almak zorunda hiç düşünmemişti tabi ki… Ama kötü bir süpriz sonucunda Esme Adası’nda geçirdiği harika anlardan sonra Bella, aslında çok istediği ama alamamaya hazırlandığı şeye sahip oluyor.

Elbette ki ona Edward’ı hatırlatacak harika bi bebek… Yarı insan yarı vampir bir bebek…

Kitapta Bella’nın hamileliği biraz zor geçiyor ve kalbi parçalanan Edward’ın(!) acısını okudukça biz de üzülüyoruz ama bu üzüntüyü Jacob’ın gözünden okumak bazı insanları sıksa da bazı insanları oldukça eğlendiriyor.

Daha önce bu kadar yakından tanımadığımız Jacob’ı ve ailesini tanıyoruz kitapta… İlk defa Jacob bize Bella’ya duyduğu aşkı anlatıyor ve sanmıyorum ki insanlar bundan etkilenmesin…

Kitap 3 ana bölümden oluşuyor. İlki yani hamileliğe kadar olan kısmı Bella’dan, ikinci yani Bella’nın hamileliğini Jacob’tan ve üçüncü Bellanın hamilelik sonrası vampir kadın olmasını da Bella’nın gözünden okuyoruz.

”Neden hiç Edward’dan yazılmamış bölüm yok” diye düşünmeden edemiyor insan elbette ki ama Stephenie Meyer bu gizemli ve tutkulu aşığın duygularını Midnight Sun’a saklamakta kararlı…

Çok fazla spoilera girmeden anlatmakta kararlı olsam da üçüncü bölümde biraz spoiler vermem gerekiyor sanırım…

Bella vampir, harika kadın olduktan sonra kitapta en güçlü vampir oluyor. Öyle bir vampir ki çok güçlü olduğu halde kana çok fazla ihtiyaç bile duymuyor. (Korkutucu güçlü Volturi’lerin bile kana ihtiyacı varken Bella’nın ihtiyacı olmaması şaşırtıcı)

Çok fazla güzel olmayan, sakar, içine kapanık kızımız Bella dönüştükten sonra kendini Emmetten güçlü, Rosalie’den güzel buluyor.

Vampir ebeveynler Edward-Bella, yarı vampir yarı insan bebek Rennesme mükemmel aile oluyorlar ta ki vampir bebek kavramı ortaya atılana kadar…

Korkutucu ve hemen öldürülmesi gereken bebekler olan vampir bebekler, Volturi’lerin bile korktuğu bu yüzden yasakladıkları türden varlıklar…

Bella-Rennesme ve Jacob bir gün ormanda dolaşırken karşılarına çıkan bir misafirle, kötü ve korkutucu bir durumun içine düşüyorlar.

Uzaktan vampir bebek gibi duran Rennesme öldürülmesi gereken bir varlık oluveriyor biran…

Kitabın geri kalan bölümlerinde hiç karşılaşmadığımız varmpirleri görüyoruz. Volturileri okuyoruz. Merakla beklediğimiz ama gerçekleşmeyen bir savaşla yıkılsakta beğenilen bir kitap Breaking Dawn…

Son kitap olmasından dolayı üzülsem de Twilight Saga serisine yakıştırmadığım alelade bir sonla bitirilmesinden dolayı beğenmediğim bir kitap olmuş malesef ki…

Alıntıdır: vampirakimi